Bu yıl Afyonkarahisar Anıtkaya’dan önce Sandıklı’da
konaklayıp biraz polen alayım istedim. Arılarımı koyduğum yer ilk zamanlar
gayet güzeldi.
Bir çeşit orman gülü, çok güzel polen veriyor. Bizde pinar
deniyor ama Sandıklıda davşanak diyorlar.
Bu bitkiden yörede bol miktarda vardı.
Hani dağ taş bu bitkiydi desen yalan olmaz. Ancak çok kısa
süreli çiçekte kalıyor, ne olduğunu anlayamadan kuruyup gidiyor. Umduğumun
beşte biri ancak polen alabildim. Bu bitki zaten bal vermiyor.
Bölgede yabani yonca
da epeyce vardı, arılar bu bitkiden de bal ihtiyacını karşılıyor.
Birkaç gün karayel esince yabani yoncaların bu türü bizden
bu kadar dedi, yapacak bir şey yok.
Yabani yoncanın bir başka türü devreye girdi.
Çiçeği değişik başka bir yonca türü.
Bu yıl 2013 diye satın aldığım ve verimden düşen analardan
bir kısmı kendisi mevta oldu, bir kısmını da ben müdahale ederek kafesledim.
Kafes kovana yerleştirildi ve 5 gün kovanda kaldı, daha
sonra bu analar öldürüldü.
Transfer yöntemiyle ürettiğim analardan anası ölen kovanlar
analandırıldı.
13 Haziranda başlayan Sandıklı maceramı 11 Temmuzda
tamamlayarak Anıtkayaya geçtim. Özellikle iletişim konusunda sıkıntılı bir
dönemdi, ancak bu dönemde Anıtkayadan daha verimli olduğunu düşünüyorum. Bu
arada üç çoban çadırına da güneş enerji sistemi montajı yaptım, gittiğimiz yerde
fark yaratmak lazım diye düşündük ve yaptık.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder